İnsan Etinden Eşyalar Yapan Seri Katil

      İnsan etinden eşyalar yapmaktan keyif alan meşhur seri katilimizin adı Ed Gein’dir. Kendisinin en bilinen saplantılı cümlesi ise, “Bana doğru gelen kadını gördüğümde aklımdan iki şey geçer. Bir yanım onunla çıkmak, ona gerçekten iyi ve hoş davranmayı ister. Öteki yanım mızrağın ucuna geçirilmiş kafasının nasıl görüneceğini anlatır bana

 


      Genellikle mezar hırsızı diye anılan Avrupa Birleşik Devletlerinin en büyük katilidir. Kendisi negrofili hastasıdır. Seri katilimiz Edward Gein’in en büyük haz aldığı şey ise, insan derisinden yaptığı bir elbiseyi giyerek ay ışığında dans etmekti. Genellikle öldürdüğü kişilerin çoğu kadındı. Saplantılı katilimiz Ed Gein çekirdek bir ailede büyüdü. Fakat katilimizin en çok sevdiği kişi annesiydi ve annesine aşkla bağlıydı.
      Annesinin dindar ve oteriter yapısını takdir ettiği için, hep annesi gibi olmak istiyor ve bunu yalnızca cinsiyet değiştirerek tamamlayabileceğini düşünüyordu.

      Edward amcamızın ilk saplantılı zamanları işte o günlerde baş göstermeye başlamıştı. Kendini uzunca bir süre eve kapatıp cinsiyet değiştirme ameliyatlarına yönelik kitaplara vermişti. Aynı zamanda araştırmalarının arasına Nazilerin insan eti yediğine dair hikayeleri okumaya başlamıştı. Bu kitapların etkisine öyle bir kapılmıştı ki, zamanla insan anatomisine merak salmaya başlamıştı.


      Annesinin ölümünden sonra kendini mabedine kapatan Edward, annesinin vücuduna sahip olarak ona benzemeye çalışmaya başlamalıydı. Bu nedenle cinsiyetini değiştiremeyeceğini fark ettiğinde, ilgisini yeni gömülen cesetlere vererek onları mezarlardan çalmaya başladı. Anatomi ile ilgili okuduğu her şeyi bu cesetler üzerinde deneyerek merakını yavaş yavaş gidermeye devam ediyordu.

      Anatomi bilgisini ileri seviyeye taşıdıktan sonra, 1954 senesinde silahla öldürdüğü kadının cesedini evine kadar taşıdı. Cesedin annesine olan benzerliğinden dolayı, tüm derisini vücudundan ayırdı. Cesedin derisini üzerine elbise gibi giyerek aynaya baktığında annesine benzediğini düşünmeye başladığını fark etti. Bundan büyük ölçüde keyif aldığını anlamaya başladı.

      Annesine olan düşkünlüğü nedeniyle kadınlara olan aşırı merakı her geçen gün dehşet verici bir hal almaya başlamıştı. Çaldığı cesetlerin sadece derilerini giymek artık onu tatmin etmediğinden dolayı, onlarla cinsel birliktelik yaşamaya da başlamıştı.

      Topladığı cesetleri annesinin odasına yerleştirmeye başladı fakat artık oda bu cesetleri sığdırmaya yetmiyordu. Evin bahçesine gömdüğünde ise, dışarıdan fark edilebileceğini biliyordu. Odada biriken cesetlerin ağır kokusu ilerleyen zaman zarfında Edward amcayı da rahatsız etmeye başlamıştı.

      Biriken tüm cesetleri eşya haline getirmeye karar verdi. Cesetlere ait kafa taslarından çorba kaseleri, insanlara ait derilerden eldivenler, kadınların vajina ve meme uçlarını kurutarak kendine kolyeler yapıyordu.

      1957 senesinde ise nalbur dükkanında çalışan bir kadını öldürdükten sonra, halkın dikkatini üstüne çekmeye başlamıştı. Kasabada hakkında çeşitli dedikodular yayılmaya başlamıştı fakat kendi halinde ve sessiz bir adam olduğu için insanlar bir türlü bu dedikodulara inanmadılar.


      Kasabanın şerifi ise bu durumu göz ardı etmeden kendisinden şüphelenmeye başlayarak onu bir gün takip etmeye karar verdi. Edward’ı takip ettikten sonra gözlerine inanamayan kasaba şerifi hemen telefona sarıldı ve polisi aradı.

      Şerifin telefonun hemen ardından Edward Gein’in evine operasyon düzenleyen polisler eve girdiklerinde dehşet bir manzara ile karşılaştılar. Evdeki birçok eşyanın insan derisi ile kaplandığını, dekorasyon amaçlı duvara asılı olan kafatasları, meme uçlarından yapılmış kemerler, farklı yüzlerden yapılmış abajur ve daha birçok eşya ile karşılaştılar.

      Polislerin yaptığı operasyon sonrasında mahkeme önüne çıkan Ed’in akli dengesinin yerinde olmadığı anlaşılınca, bir akıl hastanesine yatırılmasına karar verildi.

      10 yıl boyunca akıl hastanesinde kaldıktan sonra yeniden mahkemeye çıkarılmasına rağmen hiçbir değişiklik olmadığı fark edilince, ölene dek akıl hastanesinde kalması kararına varıldı.

      Akıl hastanesinde kaldığı yıllar sonrasında akciğer kanserine yakalanan Edward amca, hastalığı bir türlü yenemediği gibi durumu daha da kötüye gitti. Sonunda bu saplantılı seri katil 1984 senesinde öldü. Kendisinden kalma o eşyaların ne olduğuna dair henüz bir fikrim yok ama araştıracağım.


Yorumlar